Dalış Hastalıkları

Hpoxia:

Dokulardaki ve hücrelerdeki O2 miktarının azalmasını, yetersizliğini ve normal fonksiyonunu yerine getirememesini ifade eder. Hypoxia geliştiği zaman nabız ve kan basıncı artacak, böylece kalp damar ağacına daha çok kan pompalayıp vücutta bir denge sağlamaya çalışacaktır solunumda da azda olsa bir artış görülebilir. Bununla birlikte dudaklarda, tırnak yataklarında ve deride hypoxia sonucu morarma oluşur. Bir dalgıçta çalışma sırasında bu tür belirtiler görülmeyebilir. Morarma ile ilgili aynı belirtiler uzun süre soğuk su ile temas sonucu da oluşabilir. Eğer hypoxia  karbon monoksit sonucu oluşmuş ise dudaklar tırnak yatakları ve deri normalden daha kırmızı görülebilir.

Hypoxia, hücrelerin normal işlevlerini durdurarak, sonuç olarak ölüme yol açar, ama etkilenen hücreler içinde özellikle beyin hücreleri aşırı duyarlıdır. Bilinç kaybı, oksijen hemen hemen yokluğunda gelişecektir. Eğer biraz oksijen varsa hypoxia kademe kademe gelişecektir. Açık devre scuba da hypoxia genelde olasılık dışıdır. Kapalı devre veya yarı kapalı devre sualtı solunum aparatındaki fonksiyon bozukluklarına bağlı hypoxia olabilir.

Hypoxia hastalığına maruz kalan dalgıca solunum durmadan önce yeterli miktarda O2 verilirse kısa süre sonra dalgıcın bilinci yerine gelir ve iyileşir.

Sebepleri;
Nefes yollarında ya da akciğerlerde rahatsızlığın bulunması, kan bozukluğu, kansızlık yada karbon monoksit zehirlenmesi sonucu kanın yeterli oksijeni alamaması, aparat devrelerindeki arızalar, vücut hücrelerinin aldıkları yeterli oksijeni herhangi bir nedenle kullanamamalarıdır.  

Co2 Zehirlenmesi:

Dokularda CO2 miktarının aşırı artması olarak tarif edilir. Artış ya teneffüs sırasında CO2 birikimi veya dalgıca gelen gaz içerisinde CO2 bulunması sonucu oluşur. Havada % 0.03 oranında (CO2)Karbondioksit bulunur. %4den sonra ilk zehirlenme belirtileri baş gösterir, % 7 oranına ulaştığında aşırı CO2 sonucu beyinde oluşan kimyasal değişiklikler hypoxia sırasında beyinde oluşan değişikliklere benzememekle birlikte ilk belirtiler ve daha sonraki gelişmeler birbirine çok benzer. Kanda artan CO2 miktarı nefesi ayarlayan merkezi uyarır ve bunun sonucu olarak kalp daha hızlı çarpmaya başlar, nefes alıp verme zorlaşır ve giderek nefes alıp verme artar ve sıklaşır. Burada baş dönmesi, yorgunluk ve zihinsel karışıklık belirtileri ortaya çıkar, gözlerde yanma ve en son olarak ta şuur kaybı ortaya çıkar.

Ayrıca CO2 zehirlenmesi nitrojen narkozu, merkezi sinir sisteminde O2 zehirlenmesi ve dekomprasyon hastalığı riskini arttırır

Kalıcı beyin hasarı ve ölüm olayı, hypoxia vakalarına oranla daha sıktır. Eğer dalgıç aşırı CO2 nedeniyle bilincini yitirmemişse solunumu orta halli ve boğulma durumu da söz konusu değilse, genel olarak taze hava alımı sonucu yeniden kendine gelebilir. Sonrasında ise nadiren şiddetli baş ağrısı, bulantı ve baş dönmesi görülebilir.

Sebepleri;
Yetersiz nefeslenme, artan tempoyla birlikte artan dokusal üretim, dalış takımlarındaki boşluklar veya regülatördeki ölü hacimler, kapalı devre scuba dalışlarında CO2 mas edici maddedeki hatalar ve son olarak teneffüs ortamına karışmasıdır.

Karbonmonoksit Zehirlenmesi:

Genellikle dalgıcın teneffüs ortamına CO gazının karışması neticesinde meydana gelir. Özellikle seyyar hava kompresörleriyle kapalı yerlerde tüplere hava doldurulurken eksoz borusundan çıkan CO  gazının tekrar tüplere girmemesine dikkat edilmelidir. CO zehirleyici etkisi hücrelerin oksijen kullanma kabiliyetlerini yok ederek kimyasal değişikliklere sebep olur, hemoglobinin oksijen taşıma kabiliyetini engeller çok küçük konsantrasyonlarda bile belirti gösterebilir. CO zehirlenmesine maruz kalan dalgıçta alında sıkılık ve gerginlik, gittikçe artan baş ağrısı, mide bulantısı, zihinde karışıklık, şuur kaybı ve ölüm meydana gelebilir. Bu belirtilerden biri hissedildiğinde hava kaynağı değiştirilmeli, maske ile oksijen verilmeli, gerekirse suni solunum yapılmalıdır.

 

Derinlik Sarhoşluğu (Nitrojen Narkozu):

Derinlik sarhoşluğu belirli bir derinlikten sonra, soluduğumuz hava içinde bazı asal gazların narkoza dönüşmesinden kaynaklanır. Daha açık bir deyimle gazın insan vücudunda bio fiziksel etkisidir.

Hava içinde bulunan Azot, Karbondioksit ve diğer gazlar bir miktar akciğerlerde erimiş olarak kalıyor. Akciğerlerde kalan bu gazların narkotik oluşu derinlik sarhoşluğunu meydana getiriyor. Her insanın bünyesine göre derinlik sarhoşluğu değiştiği gibi, inilen derinlik kademelerine göre tesir biçimi de değişmektedir. Buna kişinin  alkole karşı dayanıklılığı gibi diyebiliriz. Genellikle 30 metre veya 4 ATA basınçtan sonra görülebilir. Derinlik 285 feeti aştığında narkoz tesiri zehirlemeye dönüşür.